Salatadan ziyade sağlıklı, hafif ve enfes bir öğle yemeği yerine geçebilecek bu yemeği , 4. Kayra Restoran Haftası kapsamında düzenlenen “Kayra şaraplı lezzetler” etkinliğinde öğrendim. Fotoğraflar etkinlikte çekildiği için pek net değil ancak en kısa zamanda bu muhteşem tarifi yeniden deneyip, çekmeye fırsatım olursa yeni fotoğrafları ekleyeceğim.
Quesadilla, uzun zamandır yapmayı düşündüğüm ama hem lavaş, hem de bolca kaşar içerdiği için şüpheyle yaklaştığım bir yemekti. Sonunda dayanamayıp birkaç hafta önce yaptım ve o kadar iyi oldu ki artık haftada en az 2 kere yiyoruz. Neyse ki hemen hemen her gün yorgunluktan yığılıp kalana kadar yüzmemden olsa gerek, kilomda bir değişiklik yaratmadı. Yani kilo sorununuz varsa bu yemeğe biraz dikkatle yaklaşın derim.
İş yoğunluğundan dolayı uzunca bir süre ara verdiğim tariflere devam.
Noodle, hemen hemen her yeni nesil Türk insanı gibi Çin Mutfağı’nın çok sevdiğim yemeklerinden biri olmakla beraber, her yediğimde vücuduma aşırı miktarda karbonhidratla beraber vicdan azabı da yüklenmesine sebep olan bir yemek-ti. Sonunda noodle ile vicdan azabını birbirinden ayırmak için evde kendim denemeye karar verdim, iyi ki de vermişim.
Neden Sezen usülü? Çünkü bu fajitayı evinizde; bulunması zor alet edevatlara ihtiyaç duymadan yapabilirsiniz, çünkü bu fajitadaki etler düzgün dikdörtgenler prizması şeklinde değiller, çünkü bu fajita yalnızca marul ve salsa sosla servis ediliyor. Ama bu fajita, dışarda yiyebileceğiniz bir çok fajitadan hem daha lezzetli, hem de daha hafif.
Tarif tavuk için de et için de tamamen aynı, ikisiyle de harika oluyor. Ben etliyi daha çok seviyorum ve etle yaptığımda soğumasına izin veremeyecek kadar gözüm döndüğü için şimdilik sadece tavuklusunun fotoğrafını koyabiliyorum.
Bu yemeği dışarıda 1-2 yerde yedikten sonra antrikot ve parmesan peynirinin birbirlerine çok yakıştığını farkettim ama bu ikisini nasıl bir araya getireceğime dair yaptığım araştırmalar bir sonuç vermedi; internette bu yemekle ilgili tek bilgi, siyasilerden birinin oğlunun düğününde servis edildiği! Bunun üzerine cafe fernando‘nun rokfor soslu bonfile tarifini baz almaya karar verdim. Zaten rokfordan hiç hoşlanmadığım, antrikotu da bonfileye tercih ettiğim için tarifin bu şekilde evrimleşmesi kaçınılmazdı :)
sezen uygur 