Bir gelin adayının maceraları bölüm 5: Mekan seçimi

Biraz gecikmeli de olsa, bir gelin adayının maceraları serisine kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Öncelikle nasıl bir düğün yapmak istediğinize karar verin. Ömrünüz boyunca büyük ihtimalle bir kere yaşayacağınız bu önemli gününüz açık havada mı geçmeli yoksa kapalı bir mekanda mı? Havuz başında mı yoksa yeşillikler içinde mi? Plajda mı teknede mi? Bunun kararını verdikten sonra araştırmaya başlayabilirsiniz. Biz kır düğünü istediğimiz için araştırmamızı bu yönde yaptık, bu yüzden bu yazı kır düğünü konseptine uygun olarak yazıldı ancak içerisinde her gelin adayının dikkat etmesi gereken pek çok detay var.

Düğününüzün nasıl bir ortamda olmasını istediğinize karar verdikten sonra internetten düğün mekanlarını araştırmaya başlayın. Fotoğrafları inceleyin. Beğendiklerinizin bir listesini çıkarın ve üşenmeyip hepsini tek tek arayıp size teklif göndermelerini isteyin. Teklifler geldiğinde, bütçenize uygun olanları belirleyip buraları tek tek gezin.

Düğününüzde her şeyin kusursuz olmasını isteyeceksiniz, ancak bu ne yazık ki pek mümkün değil. Yine de her şeyin olabildiğince estetik görünmesini istiyorsanız ve de benim gibi detaylara çok önem veren bir insansanız, mekan seçiminde dikkat etmeniz gereken bazı hususlar var.Mekan ne kadar güzel olursa olsun, herhangi bir yerden yüksek ve çirkin binalar görünüyorsa, doğanın içinde olma hissi bozulur. Örneğin aşağıdaki fotoğrafta 3 tarafı ağaçlarla kaplı bir mekanın 4. tarafından ne yazık ki çirkin binalar görünüyor, başka seçeneğiniz varsa, böyle mekanları eleyin.

Gittiğiniz yerdeki mevcut dekorasyona bakın. Plastik sandalye kullanılıyorsa ve size başka seçenek sunmuyorsa bu mekanı eleyin. Doğanın içinde plastik sandalye görüntüsü, kumaşla kaplansa da kesinlikle hoş durmayacaktır. Mekan yetkilisi size gerekirse ahşap sandalye getirtilebileceğini söyleyecektir. Aradaki fiyat farkını öğrenip burayı tekrar değerlendirmeye alabilirsiniz ama unutmayın ki normalde plastik sandalye kullanan bir yer düğününüzde de dekorasyona sizin istediğiniz özeni göstermeyip canınızı sıkabilir. Hele ki plastik sandalyenin üzerine bir de sponsor firma logolu şemsiyeler kullanılmışsa, bahçe ne kadar güzel olursa olsun hızla uzaklaşın. Düğününüzde bu mobilyaları bir anda karşınızda bulabilirsiniz. Şaka değil, gözümüzle gördük.

Mekan büyük bir yerse, düğün gününüzde mekanın sadece size özel olacağından emin olun. Siz düğün yaparken mekanın başka bir yerinde insanların gündelik kıyafetleriyle takılıp yemek yeyip sizi izlemelerini istemezsiniz.

Mekanın girişindeki tabelaya dikkat edin. Örneğin bizim kısmen beğendiğimiz bir yerde girişte aşağıdaki tabelayı görünce soğuduk. Mekanı çok beğendiyseniz tabelanın kaldırılmasını ya da değiştirilmesini isteyebilirsiniz.

Yakınlarda cami olmadığına emin olun. Düğününüzün defalarca kez ezan sesiyle bölünmesini emin olun istemezsiniz.

Eğer mümkünse, beğendiğiniz mekanı bir düğün esnasında görün. Örneğin aşağıdaki bahçe, bol ağaçlı olduğu için düğün için çok güzel bir yerdi. Ancak dekorasyona genellikle beyaz renk hakimken, bazı yerlerde kurdeleye dönüştürülmeye çalışılmış renkli yastıklar, kurdeleler, masa örtüleri olduğu dikkatimi çekti. Mekan sahibine, “istersek her şeyi beyaz yapıyorsunuz değil mi?” diye sorduğumda, “Bugünkü gelinimiz mimar, kendisi dekorasyona çok önem veriyor. O her şeyin beyaz olmasını istedi, biz de başta öyle yaptık ama benim gözüme çok renksiz göründü, bu yüzden değiştirdim, kendisine güzel bir sürpriz olacak” cevabını aldım. Böyle bir cümle duyarsanız arkanıza bakmadan kaçın.

Nihayet estetik açıdan gözünüze hoş gelen bir yer buldunuz diyelim. Eğer mekan düğün organizasyonunu kendisi düzenliyorsa, bu noktada da dikkat etmeniz gereken birkaç husus var.

1-      İstediğiniz takdirde, size kendi pastanızı kendiniz getirme seçeneği sunuluyor mu? Genellikle düğün pastaları çok düşük kalitede malzemeden üretilir. Düğününüzün ardından kimsenin “pasta iğrençti” demesini istemezsiniz.

2-      Mekana fotoğraf için ekstra ücret ödemeden kendi fotoğrafçınızı ve kameramanınızı getirme seçeneği sunuluyor mu? Genellikle mekanın fotoğrafçısı size klişe birkaç poz verdirip düğün esnasında da sırayla herkesle fotoğrafınızı çekmekten başka bir şey yapmaz. Fotoğraf sizin için önemli bir detaysa bu konuyu mutlaka netleştirin. Keza video için de aynısı geçerli.

3-      Mekanın düğün için belirlediği saatler size uyuyor mu?

4-      Dekorasyon istediğiniz şekilde yapılabilecek mi?

5-      Menüde değişiklik yapılabiliyor mu?

Kısacası, mekanı çok beğenseniz bile, mekanın bazı konularda çok katı prensipleri varsa bunlar aşılamayabiliyor. Örneğin aşağıda fotoğrafını gördüğünüz yer hemen hemen her açıdan istediğimize yakın olsa da düğünün başlangıç saati 19:00 ya da sonrası olarak şart koşuluyordu. Biz ise, fotoğrafların ve düğün filmimizin ışığın en güzel olduğu saatlerde çekilebilmesi için düğün saatlerinin 16:00-21:00 arasında olmasını istiyorduk, dolayısıyla bu mekanla da anlaşamadık.

Sonuç olarak, İlk gezdiğimiz 5 mekanın her birindeki sorunları gördükten sonra, düğün yapmaktan vazgeçecek kadar umutsuzluğa kapılmıştık. Listemizdeki o günün son mekanı olan Villa Riva Garden’ın bahçesinden içeriye adımımızı attığımız anda ise aradığımızı bulduğumuzu anladık.  Riva-Öğümce Köyü’nde bulunan Villa Riva Garden; dere kenarında olması, yemyeşil, bakımlı bahçesi, bahçe içinde bulunan villanın mimarisi, mekan sahibi Erdal Bey’in istediğimiz tüm detaylara olumlu ve bizimle paralel yaklaşması ile de kalbimizi kazandı. Ancak, Villa Riva Garden her ne kadar beklentilerimizi genel olarak karşılamış olsa da, düğün sonrasında duyduğumuz bazı şeyler sayesinde, yolunda gitmeyen bir takım detaylar olduğunu öğrendik. Buna rağmen kır düğünü yapmak isteyen çiftlere Villa Riva Garden’ı önerebilirim. Benim yaşadığım olumsuzlukları yaşamamanız için de, dikkat etmeniz gereken şeyleri ileriki yazılarımda anlatacağım.

Kıssadan hisse, tam olarak içinize sinecek bir mekan mutlaka bir yerlerde sizi bekliyor, umudunuzu kaybetmeyin.