Bir gelin adayının maceraları bölüm 4: Nişan

21 Nisan 2012 tarihinde yaptığımız nişanımın yazısını, üzerinden çok uzun zaman geçmesine rağmen ancak şimdi yazmaya vakit bulabildim, umarım bu yazım da -serideki diğer yazılar gibi- bu yoldaki takipçilerime fikir verip yardımcı olabilir.

sezen uygur Nişan da söz gibi yıllarca dalga geçtiğim, ama sonunda başıma gelince çok eğlendiğim ve yapmış olmaktan en ufak bir pişmanlık duymadığım bir olay oldu. Bu yüzden yine tükürdüğümü yalayarak; herkese -çok abartılmadığı sürece- nişan yapmayı tavsiye ediyorum, hem ailelerin kaynaşması için faydalı oluyor, hem de çok eğlenceli bir gün geçirmiş oluyorsunuz.

Nişan yapmaya karar verdiyseniz, düşünülmesi gereken pek çok detay var. Eğer nişanı evde yapıyorsanız -ki ben bunun aile arasında yapılması ve çok abartılmaması gereken bir olay olduğunu düşünüyorum- düşünülecekler daha da artıyor. Bunları kısaca özetlemek gerekirse;

  • Çiçek
  • Yemekler
  • İçecekler
  • Kıyafet
  • Saç-makyaj
  • Yüzükler
  • Pasta

diyebiliriz.

Nişan çiçeği, aslında çikolata gibi erkek tarafının düşünmesi ve getirmesi gereken bir şey ama ayrıntılara çok önem veren ve mükemmeliyetçi biri olduğum için çiçek olayına müdahele etmemem imkansızdı.

Nişan çiçeğinin; kapladığı alan, şekil, içerik ve renkler bakımından masadaki diğer şeylerle uyumlu olması için uzun zaman önceden araştırmaya başladıp beğendiğim görsellerin çıktısını alarak nişanın 1 hafta öncesinde civardaki çiçekçileri Gürcan’la beraber tek tek gezdik ve sonunda istediğimize en yakın ve en uygun fiyatlı çiçeği yaptırmak için Göztepe’deki Sonya Çiçekçilik ile anlaştık. Çiçekle ilgili tek sıkıntı, o gün çiçekleri tek tek konuşmadığımız için benim özellikle istediğim pembe güllerin nişan günü Sonya Çiçekçilik’te bulunmaması oldu ki bu sorunu da Gürcan civardaki başka bir çiçekçiden pembe güller alıp sepetteki diğer çiçeklerin arasına karıştırarak ustalıkla çözmüş. Çok uzun süre dayanan, capcanlı, taptaze ve kurularını hala sakladığım çiçekler için Sonya Çiçekçilik’e teşekkür eder ve herkese şiddetle tavsiye ederim.

Yiyecekler, evde yapılan bir nişanın en zor detayı aslında. Özellikle de benim gibi herşeyi kendim yapayım, herkes yeteneklerimi görsün de hayran kalsın modelinde bir insansanız daha da zor.

Bizim nişan menümüz şu şekildeydi:

  • cevizli acuka-biberli zeytin-kaşarlı kanepeler (kaşarları yıldız ve kalp şeklinde keserek güzel bir görüntü yakalayabilirsiniz)
  • zeytin ezmesi-beyaz peynir-cherry domatesli kanepeler
  • beyaz çikolata kaplı kuru meyve ve kuru yemişli kurabiyeler
  • red velvet cupcakeler
  • çikolata cipsleri (hazır)
  • limonlu mini cheesecakeler
  • elmalı kurabiyeler
  • çikolatalı fındık drajeler (hazır)
  • truflar (hazır)
  • nişan pastası (Nesrin Tong Pasta Tasarım)
  • fırında hafif mücver
  • peynirli poğaçalar
  • kısır
  • ılık humuslu simit kanepeler

Menüdeki yiyeceklerin tariflerini ilerleyen yazılarımda vereceğim, tarifler verildikçe tıklanabilir hale gelecek.

İçecekleri, nişanımız kokteyl tarzında olduğu için yemeklerle uyum sağlayacak şekilde hafif ve tatlı olarak seçtik. Çok sevdiğimiz portakallı ve elmalı martini, hem yemeklerle uyum sağladı, hem de içenlerin midesini bulandırmadan hafif hafif çakırkeyif yaparak ortamı daha da eğlenceli hale getirdi (en azından benim için). Martini dışında şarap, ve içki içmeyenler için soda ve meyve suları da nişanımızdaki diğer içeceklerdi.

Kıyafet: Abiye kıyafetlerden hoşlanmadığım için, nişanımda şık ve kaliteli bir elbise giymek istedim. Haftalar süren araştırma sonucunda istediğim konsepte uygun bir şey bulamayınca daha önceden alıp bir türlü giyemediğim, muhteşem kalıbı sayesinde üzerime cuk diye oturan Machka elbisemi giymeye karar verdim.

Elbise: Machka, Ayakkabı: NR: 39, Çorap: Calzedonia, Kolye ve küpeler: vintage (Japonya’dan göç eden ve uzun yıllar önce, 100 yaşında ölen rahmetli komşumuzdan hediye).

Aşağıdaki fotoğrafı da klasik süper-romantik nişan-düğün fotoğraflarına atfen, geyik olsun diye çekmiştik ama ilginçtir ki en çok beğenilen fotoğraf oldu :)

Saçım için istediğim model çok spesifik ve zorlu bir model olduğu için öncelikle birkaç kuaför dolaşarak yapabilecek birini buldum (bu saçı yapmak için 3lü maşa denen bir alet de mevcutmuş fakat sonucu benim özellikle fotoğraf götürüp “bu şekilde olmamalı” dediğim şekilde olduğu için maharetli ellere ihtiyacım vardı). En sonunda San Kuaför’ün Soyak Sitesi şubesinde, bir hafta öncesinden prova ederek yaptırdım. Toplam 2,5 saat sürdüğü halde, nişan saçı olduğunu belirtmediğim için oldukça ucuza mal olduğunu söyleyebilirim. Çok memnun kaldım, herkese şiddetle tavsiye ederim. Makyajımı ise daha önceki tecrübelerimden dolayı kuaför makyajından hiç hoşlanmadığım için kendim yaptım.

Yüzükler, muhtemelen ölene kadar parmağımızda taşıyacağımız için nişanın kuşkusuz en önemli detayıydı.

sezen uygurYüzüklerimizi yine çok uzun bir araştırmanın sonunda, %90 oranında içimize sinen bir yerden almaya karar vermiş, pazarlığımızı bile yapmıştık ki, bir gün Bağdat Caddesi’ndeki Gilan‘ın önünden geçerken “bir de şuraya bakalım” diyerek, biraz da çekinerek içeri girdik. Normalde alyans yapmayan; tüm ürünleri el yapımı, butik çalışmalar olan Gilan, tek model bazlı, birkaç versiyonu olan bir alyans çalışması yapmış. Alyansı çekmeceden çıkarıp bize gösterdikleri anda “işte bu!” kelimeleri geçti içimden. Sizin de içinizden bu kelimeler geçmeden son kararınızı vermeyin derim. Yüzük el yapımı olduğu ve biz orjinalini biraz değiştirmek istediğimiz için, biraz da yüzüğü yapan kişiyle oluşan iletişim kopukluğundan dolayı, süreç çok sancılı olsa da 3 hafta sonra ömür boyu parmaklarımızda zevkle taşıyacağımız alyanslarımıza kavuştuk. Gilan Suadiye mağazası müdürü Şafak Bey’e yardımları için buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Gilan’ın ürünlerinin taklit edilmemesi için gösterdiği hassasiyetten dolayı yüzüklerimizin fotoğraflarını yayınlamıyorum ama alyans bakan herkesin mutlaka bir Gilan mağazasına uğramasını öneriyorum.

Yıllardır şeker hamuru kaplı, el yapımı pastaların fotoğraflarına bakar, inceler, araştırırım. Bu yüzden pastayı kime yaptıracağımı seçmek hiç zor olmadı. Nesrin Tong, bence alanının en iyilerinden biri.

Pasta konusunu başlı başına, ayrı bir postta ele alacağımdan dolayı şimdilik fazla detaya girmiyorum.

Sonuç olarak ben o gün, ön hazırlık sürecinde en yakın arkadaşımın ve ailemdeki diğer kadınların destekleri sayesinde, nişan boyunca da herkesin elinden gelen çabayı göstermesiyle mümkün olduğunca az yorularak, hayatımın en eğlenceli günlerinden birini geçirdim. Nişan olmazsa olmaz bir olay değil belki ama hem düğün için iyi bir prova, hem ailelerin kaynaşması için bir vesile, hem de felekten bir gün geçirmek için bir bahane olduğu için tüm gelin adaylarına şiddetle tavsiye ederim.

Konuyla ilgili diğer yazılar için:

6 thoughts on “Bir gelin adayının maceraları bölüm 4: Nişan

  1. Yahu sen ne tatlı bir hatunsun, yazılarına bayıldım, bayıldım!! Ayrıca benim gibi “söz, nişan, bohça, görümce” gibi kelimelere adapte olmaya çalışan birine ilaç gibi geldi bu blog. Paylaştığın herşey ve özellikle tarifler için çok teşekkürler, lütfen blog’unu hiç ihmal etme :) harikasın!! Sevgiler, Gizem

    • Muhteşem yorum için çok çok teşekkürler! Çok mutlu oldum pazartesi pazartesi. Esas bu yorum benim gibi hatırlayamadığı kadar uzun süredir bloguna yeni yazmamış birine ilaç gibi geldi, bu gazla hemen bu hafta en az bir yazı yayınlayasım geldi :) Çok teşekkür ederim, o senin harikalığın :D Sevgiler!

sezenuygur için bir cevap yazın Cevabı iptal et